11 Mart 2016 Cuma

Adım Adım ROMA! 3. Gün


Bu gün Roma'daki 3. ve son günümüz. Roma o kadar sihirli bir şehir ki sanki 3 gün değil 3 yıldır burdaymış gibi hissediyorum kendimi. Bu sıcak şehir sizi içine alıyor, kendini çok güzel sevdiriyor. Bomboş hiçbir şey yapmadan sokaklarında gezmek bile büyük keyif veriyor insana.

Son gün planımız da Vatikan var. Dillere destan kuyruğunu beklememek için biletlerimizi aylar önceden Vatikan'ın resmi sitesinden alıyoruz. (http://mv.vatican.va/)
Ufak bir ücret farkı kesiliyor ama gitmeden önce Vatikan'a gireceğiniz gün ve saatin belli olması büyük rahatlık.

Sabah dondurmalarımız Firigidarium'dan.

 Vatikan ile randevumuz öğlen 12.30'da. Öğleden öncemizi ise Roma'nın en güzel meydanlarından biri olan Campo de Fiori'ye ayırıyoruz. Bu meydanda pazar hariç haftanın her günü öğleye kadar sokak pazarı kuruluyor. Makarna ve peynir alışverişimizi bu güzel pazara bıraktık :)


Fiyatlar marketlere göre daha uygun, aldığın ürünün miktarına göre çeşitli indirimler ve pazarlık imkanı da var. Tüm bunların yanında sıcak ve samimi bir ortam var. Satıcılar damak zevkinize en uygun ürünü bulmanız için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar, her türlü soruya detaylı şekilde cevap veriyorlar.



Meydanın ortasında karşıt görüşleri yüzünden kilise tarafından canlı canlı yakılan Giordano Bruno'nun düşüncelere dalmış heykeli, bu sevimli ambiyans içerisinde içimizi burkuyor.

Makarna, İtalyan peyniri, sos ve hediyelik eşya alışverişimizi yaptıktan sonra Vatikan'a geçiyoruz.
Rezervasyon saatine yaklaşık 45 dk geç kalmamıza rağmen sorunsuz bi şekilde,sıra beklemeden içeri girdik. Gezimizi Vatikan Müzeleri, Sistine Şapeli, Cupolo ve St. Pietro Bazilikası sırasında yaptık.

Girdiğiniz binadan Müzeye gitmek için büyük bir avludan geçiyoruz.

Vatikan müzesi birbiri içine geçmiş toplam 7 km. uzunluğundaki onlarca odadan oluşuyor. Tarihin farklı dönemlerine ait heykeller, mozaikler, freskler, dokuma halılar, resimler ve daha bir çok sanat eseri yer alıyor. Rönesansın ünlü sanatçıları Da Vinci, Rafaello, Michelangelo'nun bir çok ünlü eserine de ev sahipliği ediyor. Odalardan birbirine geçerken yönlendirmeler sayesinde belirli bir güzergah takip ederek düzenli bir şekilde odaları tek tek geziyoruz.

Tamamen çıplak olan Antik Romam heykelleri toplanıp Vatikan Müzesine getirilmeden önce Papanın emriyle cinsel organları yapraklarla kapatılmış.

Vatikan Müzelerinin tavanları da en az aşağıdaki eserler kadar büyüleyici 
Müzenin en güzel yerlerinden birisi olan "Haritalar Galerisi"nin tavanı altın işlemeli tavanı
Koridor boyunca size eşlik eden onlarca harita tek tek incelemeye değer
Veee Raffaello Odaları.. Papa 2. Julius henüz 26 yaşında olan Raffaello'yu yeni ikametgahını dekore etmesi için görevlendirmesi ile birlikte ortaya eşsiz güzellikte başyapıtları barındıran bu 4 oda çıkmış.
Raffaello'nun meşhur Atina Okulu Freski. Antik çağın en önemli düşünür ve bilginlerinin yer aldığı bir toplantı tasvir edilmiştir.
Sistine Şapeline varana binlerce eser inceleyip hepsine hayran kaldık. Sanata fazlasıyla doyduğumuzu ve daha öte ne görebiliriz ki diye düşünürken Sistine Şapeline girdik. Şapelin giriş kapısından başlayıp tüm tavana yayılan Michelangelo'nun bize armağan ettiği bu görsel şöleni dakikalarca seyrettik. Tavan o kadar geniş ve o kadar fazla ayrıntı var ki hangisine bakacağınızı şaşırıyorsunuz. 
Tanrının parmak ucu ile Adem'e can verdiği "Adem'in Yaratılışı", Havva ile Adem'in yasak elmayı yemelerinin tasvir edildiği "İlk Günah" en çok bilinen eserlern bazıları. Şapele giriş kapısının olduğu duvarda ise "Kıyamet Günü" (The Last Judgement) freski yer alıyor. Michelangelo bu dev eseri ortaya çıkarmak için kendi tasarımı olan özel bir ahşap iskele kullanmıştır.
Aynı zamanda Şapel günümüzde Papa seçimlerine ev sahipliği yapmaktadır. Seçimler sırasında Şapel'in bacasından siyah duman çıkmaktadır. Yeni Papa seçildiğinde ise bu duman beyaz olarak çıkar ve dış dünyaya seçimin sonuçlandığı bu şekilde haber verilir.

Vatikan Müzeleri ve Sistine Şapelini bitirdikten sonra artık San Pietro Bazilikasına geçebiliriz. Bazilikanın içerisine girmeden önce Vatikan gezisinin en can alıcı noktasına geliyoruz. Cupola...
San Pietro Bazilikasının o meşhur kubbesi Roma silüetinin en önemli parçalarından bir tanesi. Bu tasarım harikası yine Michelangelo'ya ait. Kubbeye tırmanmak oldukça meşakatli ve yorucu. Çıkış için 2 seçenek mevcut. İster tüm yolu yürüyerek çıkabilir isterseniz de yolun yarısına kadar asansör kullanıp geri kalan 350 merdiveni yürüyerek çıkabilirsiniz. Ama ne yaparsanız yapın o dar merdivenleri tırmanmaktan kurtulamayacaksınız :) Biz epey yorulduğumuz için asansörlü seçeneği tercih ettik. Asansörden inince büyük bir avluya çıktık. Tavsiyem buradaki küçük çeşmeden su doldurup merdivenleri öyle tırmanmanız zira çok ihtiyacınız olacak. 


Kalp-tansiyon hastaları, hamileler ve kapalı alan fobisi olanların kesinlikle çıkmaması gerek. Oldukça dar, havasız ve basık bir ortamda 350 basamak merdiven çıkmak sağlıklı bir insan için bile pek kolay sayılmaz. Fakat bu tarz bir rahatsızlık sahibi değilseniz mutlaka kaçırılmaması gereken bir deneyim. Kubbede yükseldikçe spiral merdivenler daha da daralıyor ve kubbenin eğimi sebebiyle merdivenler de eğiliyor. Bir süre sonra sağa doğru yatık bir şekilde ilerliyorsunuz, düz durmak mümkün değil zaten merdiven basamaklarının sağ tarafları epey aşınmış bir halde. Arkadan sürekli insanlar geldiği için durup dinlenmelik de pek bir fırsat olmuyor. Nefes nefese kalarak nihayet zirveye ulaşıyoruz :) 
Önce San Pietro Bazilikasının içerisini görebildiğimiz bir alan çıkıyor karşımıza. Tüm bazilikayı ve içerisinde gezen,dua eden insanları yukarıdan izleyebilmek muhteşemdi.


Buradan sonra birazcık daha merdiven çıkıp Kubbenin meşhur seyir terasına vardık. Tüm Roma 360 derece ayaklarımızın altında. Bol bol fotoğraf çekiyoruz. 3 gün boyunca adım adım gezdiğimiz yerleri bir de yukarıdan izlemek gerçekten çok etkileyici. Şehir izlemenin yanı sıra bazilikanın kendisi ve üzerindeki devasa İsa ve 12 havariye ait 5.5 metre uzunluğundaki devasa heykellere bize çektiğimiz zahmete değdi dedirtti.


Bu devasa meydan Bernini'nin baş yapıtı. 
 Yukarıda uzun süre vakit geçirebilmek pek mümkün değil. Ortam oldukça sıkışık, insanlar birbirini itirerek fotoğraf çekmeye çalışıyorlar. Biz de çok uzun durmadan dönüş yoluna geçiyoruz. Dönüş oldukça rahat, yine dar ve eğimli merdivenlerden geçiyorsunuz fakat çıkarken çektiğimiz sıkıntıyı çekmiyoruz :)

Sırada San Pietro Bazilikasının içi var. Bazilikaya giriş ücretsiz. Fakat kıyafet konusunda çok hassaslar. Kısa ve dekolte giyinenler içeri alınmıyor. Böyle bir durumda tavsiyem yanınızda şal bulundurmanız. 
Bazilikadan girince hemen sağda Vatikan'ın belki de en önemli hazinesi Michelangelo'nun Pieata'sı bulunuyor. Michelangelo bu eseri yaptığında henüz 25 yaşındaydı. Halkın heykeli başka bir heykeltraşa atfetmesi üzerine Michelangelo eser üzerine imzasını atmıştır ve üzerinde imzasının bulunduğu tek eser Pieta'dır. Heykelde İsa'nın çarmıhtan indikten sonra Meryem tarafından kucağına alınması canlandırılmıştır. Diğer Pieta'ların aksine Meryem burada saflığı sayesinde genç tasvir edilmiştir. 

Turuncu-mavi kostümleri Michelangelo tarafından tasarlanan İsviçreli Muhafızlar;

Yaklaşık 4 saat süren Vatikan gezimiz burada sonlanıyor. Akşam yemeği için yola koyuluyoruz.
Pantheon'un bulunduğu meydandaki ara sokaklar tam bir yemek cenneti. Birbirinden sevimli restoranlar akşam saatlerinde oldukça kalabalık. 

Biz akşam yemeğimiz Larcona isimli bir restoranda yedik. Pizzalar her zamanki gibi oldukça doyurucu ve lezzetliydiler.

3 günlük Roma gezimizi tadı damağımızda kalan lezzetli bir Tiramisu ile sonlandırıyoruz :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder